Bahçeşehir Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi
Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi, bütün yaş aralığındaki bireylerin ağız, diş ve çene bölgelerindeki sert ve yumuşak dokuların hastalıkları, yaralanmaları ve bozukluklarının düzeltilmesi için gerekli tanı ve tedavi yöntemlerini uygulayan ve bu alanda bilimsel çalışmalar yürüten diş hekimliği branşıdır.
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim dalında uygulanan tedaviler;
Genel anestezi, hastaya damar içi ilaçlar ve bayıltıcı gaz verilerek narkoz halinin sağlandığı anestezi tipidir. Çoğunlukla korku ve endişeli hastalarda, mental retarde (zihinsel engelli) kişilerde ve lokal anestezinin yeterli olmadığı vakalarda tercih edilmektedir. Sedasyon ise hastaya sadece damar içi ilaçlar verilere uyur halin sağlandığı anestezidir. Sedasyonun uyuşturucu etkisi yoktur; dolayısıyla cerrahi yapılacak bölgenin uyuşması için hastalara ayrıca lokal anestezi de yapılmaktadır.
HAYIR, dişlerin kök uçlarında oluşan kistler eğer başlangıç aşamasındaysalar diş çekimine gerek kalmadan tedavileri yapılabilmektedir. Bunun için bu tip dişlere öncelikle kanal tedavisi uygulanmakta, daha sonra da lokal anestezi altında kök ucuna yapılan cerrahi müdahaleyle problem ortadan kaldırılarak dişin uzun süre ağızda kalması sağlanmaktadır.
Vücuttaki birçok rahatsızlığın başlangıç bulgularının ilk görüldüğü yerlerden biri ağız içidir. Dolayısıyla bu tip oluşumların takibi yapılmalı ve eğer ciddi bir rahatsızlık bulgusu varsa, gecikmeden tedavisine başlanmalıdır.
EVET, implant yapılırken en önemli kriter implantın kemikle kaynaşmasını engelleyecek sistemik bir rahatsızlığın bulunmaması ve implant yapılacak bölgede yeterli kemik desteğinin olmasıdır. Ancak sistemik yönden örnek vermek gerekirse diyabet (şeker hastalığı) gibi iyileşmeyi engelleyecek bir hastalık, eğer ilaçlarla kontrol altında tutuluyorsa, implant uygulanması bir engel oluşturmamaktadır. Hastanın implant yapılacak bölgede yeterli kemik miktarı yok ise ek cerrahi işlemler ile kemik ilavesi cerrahisi yapılması gerekmektedir.
Diş çekimi sonrasında yüksek ateş, durmayan kanama, kötü koku ve ağrılı kızarıklık ile şişkinlik şikâyetiniz varsa, diş çekiminden 4-5 gün geçmesine rağmen tükürükle karışan kan, şişlik ve ağız açmada zorlanma gibi şikâyetler halen devam ediyorsa, derhal doktorunuza başvurun.
İlgili bölge üzerine konan tampon 1 saat sıkıca ısırılmalıdır.Operasyonu takiben 3 saat bir şey yenilip içilmemeli (verilen ilaçlar hariç), 3 saatin bitimini takiben ilk gün sadece ılık ve yumuşak gıdalar tercih edilmeli (püre kıvamında). Çok sıcak, taneli, asitli, sert gıda tüketiminden uzak durulmalıdır.İlk 24 saat alkol ve sigara tüketilmemeli. Sigara, operasyon bölgesinde oluşan pıhtının bozulmasına ve yara bölgesinin iltihaplanmasına neden olabilir.Kanamanın 6 – 24 saat hafif bir sızıntı şeklinde sürmesi normal kabul edilmektedir. Biriken kan, tükürülmemeli yutulmalıdır. Ancak aşırı bir kanama varsa ya da belirtilen süre aşılmışsa kanama bölgesine tampon koyun, ısırın ve doktorunuza başvurunuz.Operasyonu takiben ağrı, yüzde şişlik, ciltte morarma, ağız açıklığında kısıtlılık gibi durumlar gözlenebilir. Bu durunlar ile karşılaşılması normaldir.
Çene cerrahisinin ortak çalıştığı ana bilim dallarından biri de ortodonti (eğri dişlerin düzeltilmesi)’dir. Gömülü kalmış, yani sürememiş dişlere cerrahi olarak müdahale yapılıp bir telle bağlanarak, olması gereken yere zaman içinde sürdürülmektedir.
Bu konuda bilimsel bir fikir birliği bulunmamaktadır. Tüm dişlerimizin öne doğru hareket etme eğilimi vardır. 20 yaş dişlerin sürmeye başlaması ile beraber Kesici dişler çapraşıklık şikayeti ile başvuran hastalarda; Ön dişlerde çapraşıklığa neden olduğu düşünülen 20 dişlerin çekilmesi ile dişlerin kendiliğinde yeninden geriye doğru hareket etmesi söz konusu değildir. Bunu düzeltmek için ortodontik tedavi planlanması gerekmektedir.
Çoğunlukla kısmen sürmüş olan 20 yaş dişleri rahatça temizlenemedikleri için kolayca çürüyebilmekte, ağızda kötü kokuya sebep olmaktadır. Bu şekildeki kısmen sürmüş dişlerin çekimi gerekmektedir. Tamamen kemik içinde kalıp süremeyen 20 yaş dişlerinde ise herhangi bir sıkıntıya sebep olmuyorsa ve çekimi etrafındaki dokulara zarar vereceği düşünülüyorsa doktoru tarafından kontrol altında tutulup gerek görülürse çekilmelidir. Bazen tamamen kemik içerisinde kalan 20 yaş dişleri hemen yanlarında bulunan ikinci büyük azı dişinin köklerine yaslanarak o dişe zamanla zarar verebilmekte veya bazı durumlarda etraflarında kist oluşturabilmektedirler. Bu tip duruma yol açmaları halinde hemen çekilmeleri gerekmektedir.
Güncel bilimsel yayınlarda ileriki dönemde problem yaratması muhtemel tüm 20 yaş dişlerinin erken dönemde çekilmesi üzerine bir fikir birliği bulunmaktadır. Ağızda tamamen sürmüş durumdaki 20 yaş dişleri, rahatça temizlenebilir durumdaysa ve üzerlerinde herhangi bir derin çürük oluşumu yoksa çekilmelerine gerek yoktur. Ancak diş ipi ve fırçasıyla rahatça temizlenemeyen, üzerlerinde tedavi edilemeyecek durumda çürüğü olan ve yanağa ya da dile doğru sürüp kişinin istemsiz olarak yanağını, dilini ısırmasına yol açan 20 yaş dişlerinin çekilmeleri gerekmektedir.
Yirmi yaş dişleri diş dizisinin en arkasında yer alan, üçüncü büyük azı dişleridir. Genellikle yirmili yaşlarda süren bu dişler çoğu zaman çenedeki yer darlığı, sürme pozisyonundaki sapma veya ilgili bölgedeki kemik yoğunluğu gibi sebeplerle kısmen çıkmakta (sürmekte) veya çene kemiği içinde gömülü durumda kalmaktadır.
Çene, yüz ve ağız bölgesindeki sert ve yumuşak dokuların hastalıkları, yaralanmaları ve bozukluklarının teşhisini ve cerrahisini lokal anestezi, genel anestezi veya sedasyon anestezisi altında cerrahisi ve tedavisini gerçekleştiren bir bölümdür.